Dijital Öğretimin Geleceği: Söyleşi Geniş Özeti
Zeki Tuman’ın eğitimde teknoloji kullanımı ve pandemi sonrası dönüşüm hakkındaki görüşleri, 80’li yıllardan günümüze uzanan derin bir tecrübeye dayanmaktadır. İşte söyleşiden öne çıkan kritik noktalar:
1. Eğitimde Teknoloji Deneyimi ve Motivasyon
Zeki Tuman’ın teknoloji serüveni, 1985 yılında pilot okullarda bilgisayar kullanımının başladığı “kara ekran” dönemlerine kadar uzanmaktadır.
Öğrenme Yönetim Sistemlerine (LMS) yönelmesindeki asıl motivasyon, ders saatlerinin yetersiz kalması üzerine “neler yapılabilir” arayışıdır.
Eğitim ve teknoloji birbirini sürekli etkileyerek ve değiştirerek ilerleyen bir süreçtir.
2. “Uzaktan Eğitim” ve “Acil Uzaktan Öğretim” Ayrımı
Pandemi sürecinde yaşanan deneyim, literatürdeki “Uzaktan Eğitim”den ziyade “Acil Uzaktan Öğretim” (Emergency Remote Teaching) olarak tanımlanmalıdır.
Uzaktan Eğitim; önceden planlanmış, sistemli, sürekli ve tam yapılandırılmış bir eğitim modelidir.
Acil Uzaktan Öğretim ise kriz anlarında yüz yüze eğitimin yerine geçici ve hızlı bir çözüm olarak sunulan bir modeldir.
3. Eğitimin Kalbi: Öğretmen-Öğrenci Etkileşimi
Eğitim, özünde öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleşen amaçlı ve planlı bir etkileşimdir.
John Cross’un 1998 yılındaki tespitiyle, öğretmeni öğrenme sürecinden çıkarma çabası tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştır.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle kurduğu o özel ilişkinin yerini hiçbir araç alamaz.
Sistemlerin asıl nesnesi öğretmendir; öğretmeni dışarıda bırakan modellerin başarılı olma şansı yoktur.
4. Harmanlanmış ve Ters Yüz Öğrenme Modelleri
Harmanlanmış (Blended) Öğrenme: Geleneksel sınıf ortamı ile çevrim içi etkinliklerin en güçlü yönlerini bir araya getiren pedagojik bir yaklaşımdır.
Bu modelin gelecekte en baskın ve etkili öğrenme modeli haline gelmesi beklenmektedir.
Ters Yüz Eğitim (Flipped Classroom): Öğrencilerin ders içeriğini evde izleyip, sınıf içindeki süreyi uygulama ve tartışma ile geçirdikleri bir yöntemdir.
5. Okula Dönüş Süreci İçin 8 Kritik Gündem
Söyleşide, okulların yeniden açılışı için şu 8 temel başlık önerilmiştir:
Sağlıklı Fiziki Ortam: Öğrenciler ve personel için hijyenik ve mesafeli bir ortamın sağlanması.
Bina Yönetimi: Kütüphane, spor salonu veya koridor gibi geniş alanların derslik olarak değerlendirilmesi.
Veli İşbirliği: Velilerin artık bir “paydaş” değil, eğitimin doğrudan “ortağı” ve evdeki “öğretmeni” konumuna gelmesi.
Öğrenci Etkileşimi: Fiziksel mesafeye rağmen öğretmen-öğrenci bağının dijital araçlarla korunması.
Kalıcı ve Anlamlı Öğrenme: Müfredatın bu yeni sürece göre optimize edilmesi.
Dezavantajlı Gruplar: Teknolojik imkanı olmayan veya özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların yüz yüze eğitimde önceliklendirilmesi.
Personel İstihdamı: Sağlık riski olan veya yaş grubuna giren öğretmenlerin sürece farklı şekilde dahil edilmesi.
Ulaşım ve Lojistik: Servislerdeki yoğunluğun azaltılması ve güvenli ulaşımın planlanması.
6. Uygulama Önerileri ve Ölçme Değerlendirme
Şeffaf Maskeler: Dil ve ilkokul öğretmenleri için mimiklerin görünmesini sağlayan şeffaf maske kullanımı kritiktir.
Öğrenme Analitiği: Klasik sınavlardan ziyade, veriye dayalı “öğrenme analitiği” yöntemleriyle öğrenci gelişiminin takip edilmesi gerekir.
Psikolojik Destek: Pandemi sürecinde travma yaşayan veya kayıpları olan öğrenciler için STK’larla iş birliği yapılmalıdır.