Açık kaynak kodlu öğrenme devriminin doğuşu

0 Shares
0
0
0
Translated by Selin Çıray

Reviewed by osman oguz ahsen

00:12

Ben Rich Baraniuk. Ve bugün hakkında konuşacaklarım, son iki günde konuşulan şeylerle büyük yansımaları olduğunu düşündüğüm fikirler. Hatta, o kadar farklı noktada parallelikler var ki hepsinden bahsetmek zor olacak, ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım

00:27

Bunları hatırlayan var mı?

00:30

(Gülüşmeler)

00:31

Tamam, bunlar uzun çalar kayıtlar, ve yerlerinden edildiler, değil mi? Geçtiğimiz yirmi yılda, dünyayı değiştiren sayısallaştırma teknolojileri tarafından kenara süpürüldüler, değil mi? Bunu bence bugün biz bu odaya girerken Thomas müziği çalarken en iyi şekilde gözlemledik. Müzik dünyasında olan şu: yaratılmış bir kültür veya ekosistem var, ve bu, eğer Apple’ın kelimelerini kullanacak olursak sloganı yaratıp, kopyalayıp, mixleyip, yakmamız olan bir ekosistem. Bununla anlatmak istediğim, dünyadaki herkesin yeni müzik ve müzikal fikirler yaratmakta özgür olduğu. Dünyadaki herkes müzikal fikirleri kopyalayıp, yaratıcı şekillerde kullanmakta serbest. Herkes bunları istediği şekilde mixleyip, müzikal fikirler arasında bağlantılar kurmakta özgür, ve insanlar bunları yakabilir ve son ürünler çıkararak döngüyü devam ettirebilirler. Ve bu imkanın yaptığı da şu, söylediğim gibi, enerjik ve davetkar bir topluluk yarattı, insanların müzikal fikirleri bağdaştırmak için çalıştığı, onları yenilediği ve güncel tuttuğu bir topluluk, değil mi? Bugünün popüler şarkısı, geçen senenin popüler şarkısı değil, değil mi?

01:38

Ama bugün müzikle ilgili konuşmak için burada değilim. Kitaplarla ilgili konuşmak için buradayım, değil mi? Özellikle ders kitapları ve her gün okulda kullandığımız eğitici malzemelerden bahsetmek için. Buradaki kimse hiç okula gitti mi?

01:49

(Gülüşmeler)

01:50

Tamam, kimse dünyanın her tarafındaki okullarda bir kriz olduğunu farketti mi? Umarım, tamam, bunun üzerinde çok zaman harcamayacağım, ama üzerinde konuşmak istediğim bir yazar kitap yayımladığında yayın süreci karmaşık olduğundan kitabın ağırlığından, pahalılığından ileri gelebilen ve kitapların yazarları ve kitapların en son kullanıcıları, öğretmenler, öğrenciler veya genel olarak okuyucular olabilir, arasında bir tür duvar ören temassızlıklar. Ve bu, eğer dünyada konuşulan başlıca dillerden, özellikle İngilizce, başka bir dil konuşuyorsanız, daha da geçerli. Ve bu bariyerin altındaki kişilere Kapı Dışarı diyeceğim, çünkü gerçekten bilgi birikimlerini dünya ile paylaşma sürecinin dışında kalıyorlar. Dolayısıyla bugün konuşmak istediğim, müzik kültüründe gördüğümüz bu fikirleri alıp, kitap yazmakla ve öğretimde kullanmakla ilgili düşüncelerimizi yeniden keşfetmekte kullanmaya çalışmak. Yani, konuşmak istediğim bu, ve cidden, şu anda bulunduğumuz noktadan, istediğimiz noktaya nasıl gideceğiz?

02:51

Şimdi, ilk yapmanızı istediğim şey küçük bir düşünsel deney. Şimdi, dünyadaki bütün kitapları aldığınızı düşünün. Tamam, herkes kitapları hayal etsin, ve sayfalarını yırttığınızı hayal edin. Bu sayfaları özgürleştirip, sayısallaştırdığımızı düşünün, sonra da büyük, birbiri ile bağlı, küresel bir depoda sakladığımızı. Kitap gibi içerikler için çok büyük bir iTunes gibi düşünün. Sonra bu malzemeyi alıp, hepsini açtığımızı düşünün, böylece insanlar onu değiştirebilecek, onunla oynayabilecek, onu geliştirebilecekler. Bütün bu bilgiye dünyadaki herkesin erişebilmesi için bedava olduğunu seneler yerine saniyeler oranında bir zamanda bu içeriği güncellemek, geliştirmek ve içerikle oynayabilmek için bilişim teknolojilerinin kullanıldığını hayal edin. Bir kitabın yeni baskısı her iki senede bir geleceğine her 25 saniyede bir geldiğini hayal edin.

03:40

Bunları yapabildiğimizi ve insanları buna dahil edebildiğimizi düşünün. Öyle ki, sadece yazarlarla değil, dünyanın bütün dillerinde, yazar olabilecek ve olmak isteyen insanlarla bir ekosistem kuracağız, ve bunu yapabilirseniz, bence adı, bilgi ekosistemi olarak tanımlayacağım. Yani, rüya bu, ve bir bakıma dünyadaki herkesin evet herkesin kendi eğitimsel DJ olmasını, eğitim materyali yaratıp, dünyayla paylaşmasını ve onları sürekli geliştirmesini sağlamaya çalışıyoruz. Yani, rüya bu.

04:16

Aslında, bu rüya gerçekleştiriliyor. Son altı buçuk senede, Rice Üniversitesi’nde Connexions adında bir proje için çok sıkı çalışıyoruz, dolayısıyla konuşmanın geri kalanında size Connexions ile insanların neler yaptığını anlatmak istiyorum, bunu Nicholas Negroponte’nin dünyaya eğitim götürmenin donanımla ilgili çalışmalarını yaptıkları dünkü konuşmasının bir karşı argümanı olarak düşünebilirsiniz. Biz açık kaynaklı araçlar ve içerik üzerinde çalışıyoruz, tamam? Bakış açısını doğru oturtabilmek adına.

04:45

Yaratmak… Bu tür araçları kullanan insanlar kimlerdir? İlk olarak, süper ders kitabı gibi düşünebileceğimiz bütün elektrik elektronik mühendisliği alanını kapsayacak bir elektrik elektronik mühendisliği içeriği oluşturmaya çalışan, Cambridge’den Kyoto’ya bir mühendislik profesörü topluluğu var, ve sadece bu değil, aynı zamanda her kurumun kendi kullanımı için kişiselleştirilebilecek de. Kitty Jones gibi insanlar, – bir Kapı Dışarı- Illinois Champagne’de bir özel müzik öğretmeni ve anne, çocuklara müzik çalmayı öğretmek hakkında inanılmaz müzik içeriğini dünya ile paylaşıyor. Şu anda materyali ayda 600.000’den fazla kez kullanılıyor. İnanılmaz, inanılmaz bir kullanım. Hatta, bu kullanımların çoğu Amerika’da K ila 12 okullarından geliyor, çünkü okul kısıtları ile ilgilenen kimse varsa, ilk kesilen şey müzik müfredatıdır, yani bu, bunun gibi açık ve özgür içeriğe olan inanılmaz açlığın bir göstergesi. Bunları çok fazla öğretmen kullanıyor. Tamam, peki ya kopyalama?

05:54

Ya tekrar kullanma, değil mi? Texas- El Paso Üniversitesi’nde bir grup gönüllü, yüksek lisans öğrencileri bu süper ders kitabı fikirlerini çeviriyor, açık ve geliştirilebilir doğası dolayısıyla, bir hafta içerisinde, Latin Amerika ve özellikle Meksika’da geniş bir ağda kullanılarak, bizim en popüler materyallerimizden biri oluyor. İnsanlar, gönüllüler ve hatta şirketler, bilgiyi daha da yaymak için, Çince, Japonca ve Tayca gibi Asya dillerinde çeviriler yapıyorlar.

06:27

Peki ya mixleme? Mixleme ne anlama geliyor? Mixleme, kişisel dersler yapmak, kişisel kitaplar yapmak anlamına geliyor. Sıradan ders kitabımızın ilerisine, bütün eğitim materyali ile etkileşime geçip, oynayabileceğimiz ve bunları yaparken öğrenebileceğimiz bir noktaya geçelim diye materyalin içine etkileyici, etkileşimli simülasyonlar gömen National Instruments gibi şirketler var.

06:56

Materyallerimizi mixlemek konusunda çok ilgili olan, Sınır Tanımayan Öğretmenler ile çalışıyoruz. Dünyada 84 ülkede, öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions’ı kullanacaklar. Sınır Tanımayan Öğretmenler şu anda USAID tarafından desteklenen 20.000 öğretmeni eğitiyor, ve onlar için bu mixleme ve yerel bağlama göre kişiselleştirme fikri olağanüstü önemli, çünkü insanlara bedava içerik sunan kişiler, gelişen dünyadaki insanlar tarafından bir tür kültürel emperyalizme benzetildiler, öyle ki insanlara materyali kendi şartlarına oturtma, kendi dillerine çevirme ve üzerinde hak iddia etme hakkı verilmezse, iyilik yapılmış olmuyor. Tamam, beraber çalıştığımız diğer organizasyonlar, UC Merced, UC Merced’i biliyorsunuzdur. Devlet üniversiteleriyle çok yakın çalışan, California’da orta vadide yeni bir üniversite. Bilim ve mühendislik müfredatlarının büyük bir kısmını bizim sistemimizle dünyaya yaymak için geliştiriyorlar, ayrıca yazılım araçlarının tamamını açık kaynak geliştirmeye çalışıyorlar. 2015’e kadar dünya nüfusunun yüzde ellisine Internet bağlantısı sağlamaya çalışan 50 by 15 adlı bir projesi olan AMD ile çalışıyoruz. Onlara geniş bir dil yelpazesinde içerik sağlayacağız, ayrıca başka kuruluşlarla da çalışıyoruz. Özellikle açık içerik konusunda gerçekten bir liderlik rolü elde etmiş Hewlett Vakfı tarafından finanse edilen bir grup proje.

08:36

Tamam, yakma, bence bu bir bakıma çok ilginç. Yakma bu derslerden birinin fiziksel bir örneğini yaratmaya çalışma fikri zannedersem çoğunuz, zannedersem hepiniz hediye paketinizde bu müzik kitaplarından bir adet aldınız. Sizin için küçük bir hediye. Hakkında hızlıca bahsetmek gerekirse, bu bir mühendislik ders kitabı. 300 sayfa kadar, ciltli. Ne kadar, tahmininiz var mı? Kitapçıda ne kadara mal olurdu?

09:09

İzleyici: 65 dolar.

09:11

Richard Baraniuk: Bu öğrenciye 22 dolara mal oluyor. Neden 22 dolara mal oluyor? Çünkü talebe göre basıldı, ve bu açık materyal deposundan üretildi. Eğer bu kitap normal bir yayınevi tarafından basılsaydı, en azından 122 dolar edecekti.

09:28

Yani, şahit olduğumuz olay, bu yakma veya yayınlama sürecinin, tek yazarlı kitaplardan modüler, her sınıfa göre kişiselleştirilebilir, ve arza göre gayet ucuza yayınlanabilir, Amazon tarafından dağıtılabilir, veya Coop. gibi talebe göre basım yapan bir yayınevi tarafından yayınlanabilir, topluluk tarafından yazılmış materyallere çevrilmesi. Ve bence bu çok ilginç bir alan, çünkü yayıncılıktaki bu uzun kuyruğun altında çok büyük bir alan var. Tam solda duran Harry Potter ucundan bahsetmiyoruz tabi. Hiper geometrik parçalı ayrık denklemler üzerine kitaplardan bahsediyoruz. Senede 100, 1000 kopya satabilecek olan kitaplardan bahsediyoruz. Bu uzun kuyruğun altında, bizimki gibi açık projelerin devamı için çok büyük bir sürdürülebilir gelir var, ayrıca bu iki kitabı üreten Coop gibi talebe göre basım yapan yeni yayınevleri için, ve bu konuşmadan götürmeniz gereken şeylerden biri, kaçınılmaz bir şekilde aradaki adamın çıkarılması. Aracılığın kaldırılması. Yayınevi dünyasında bu olacak, ve önümüzdeki bir kaç sene içerisinde tavan yapacak, ve bence bu aslen bizim ve dünyanın iyiliği için.

10:43

Peki, yardım edenler kimler? Bunların hepsinin olmasını sağlayan ne? Tonlarca teknoloji var, ama benim hakkında konuşmak istediğim tek teknoloji XML. Kaç kişi XML’i biliyor? Çok güzel, internetin geleceği, değil mi? İçeriğin manalı bir şekilde temsil eidlmesi, ve şu durumda XML’i şöyle düşünebilirsiniz, bizim bu sayfalar etrafına koyduğumuz kutu. Kitabı alıp, sayfaları yırttık, hatırlıyor musunuz? XML, yapacağı, olacağı şey… bu sayfaları LEGO bloklarına çevirecek. XML, bizim içeriği sayısız farklı şekilde birleştirmemizi sağlayan LEGO çıkıntıları, ve bize içeriği paylaşacak sistemi de sunuyor. Yani, sizin ekosistemin en ilkel halini, bütün içeriğini, kitaplardan yırttığınız bütün sayfaları alıp, yüksek derecede gelişmiş öğrenme makinaları yapmanıza izin veriyor. Kitaplar, dersler, ders paketleri…

11:40

Size, öğrenme deneyimini kişiselleştirme yetkisi veriyor, her öğrenciye göre, böylece her öğrenci, kendi öğrenme tarzı, bağlamında dili ve onu heyecanlandıran şeyler ile kişiselleştirilmiş bir kitap veya derse sahip olabilecek. Aynı materyali farklı ve şaşırtıcı yeni şekillerde kullanmanıza izin veriyor. Alanların birbirleri ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu gösterecek şekilde fikirleri birbirlerine bağlamanıza izin veriyor, size kendi kendi hikayemi anlatayım. Bu fikri, altı buçuk yıl önce bulduk, çünkü ben kırmızı kutunun içindeki şeyleri öğretiyorum.

12:13

Chris’in söylediği gibi, elektrik mühendisliği profesörüyüm. Sinyal işleme dersleri veriyorum, ve görevim, bu matematiği… vay, yarınız denkleme sadece bakarak uyuyakaldınız…

12:25

(Gülüşmeler)

12:26

ama bu kuru görünen matematik aslında, müzik sentezleyiciler gibi havalı uygulamaları inanılmaz ekonomik fırsatlara bağlayan, teknolojiyi birbiriyle ilişkilendiren inanılmaz güçlü bir ağın merkezi, ama aynı zamanda fikri mülkiyet kapsamında. Ve şunu fark ettim, benim biz mühendis olarak bu fikirlerin hepsini anlatacak bir kitap yazmamın bir yolu yoktu. Bunu yapmak için bir topluluğa ihtiyacımız vardı, ve bu fikirleri ilişkilendirebilecek yeni araçlara ihtiyacımız vardı, ve bence yapmaya çalıştığımız, bir bakıma, Minsky’nin, bir kütühpanedeki bütün kitapların birbirleri ile konuşmaya başladıkları hayalini gerçeğe dönüştürmek, ve buradaki öğretmenler, ders vermiş bütün kişiler, bunu biliyorsunuz. Öğretmek aslında fikirler arasındaki bağlantılardır.

13:12

Tamam, matematiğe dönüyoruz, hayal edin, bu mümkün. Yeni elektronik metinlerinizde tıkladığınız her bir denklemin, inceleyip, deneyler yapabileceğini bir şey olduğunu düşünün. Çocuğunuzun yedinci sınıf cebir kitabını hayal edin. Her denkleme tıklayabilir ve onunla deneyler yapmak için küçük bir araç açabilirsiniz, onu kurcalayabilirsiniz, anlayabilirsiniz, çünkü kurcalamadan gerçekten anlayamış olmuyoruz. Kimya için mathML gibi bir işaretleme dili. Moleküllerin yapılarının nasıl oluştuğunu gerçekten anlayan bir kimya kitabı hayal edin. Gerçekten müziğin manasal yapısını incelemenize, onunla oynamanıza, onu anlamanıza izin veren, müzik XML’i düşünün. Herkesin buna ikna olması şaşırtıcı değil, değil mi? Üç bilge kral da dahil.

14:00

(Gülüşmeler)

14:01

Tamam, ikinci en büyük yardımcımız, ve bu benim büyük bir yalan söylediğim kısım. İkinci büyük yardımcımız, fikri mülkiyet, çünkü buraya çıktım, ve müzik kültürünün ne kadar harika olduğundan bahsettim. Müziği paylaşıp, kopyalayıp, mixleyip, yakabiliriz, ama aslında bunların hepsi yasa dışı. Bunları yaptığımız için korsanlıkla suçlanabiliriz, çünkü müzik mülkleştirildi. Bir sahibi var, büyük kısmı da büyük endüstriler. Yani, anahtar kural, bunun olmasına izin veremeyiz. Napster olayının burada olmasına izin veremeyiz. Dolayısıyla yapmamız gereken işleri baştan kuralına göre yapmak, ve yapmamız gereken, paylaşmayı güvenli ve kolay anlaşılır hale getiren bir mülkiyet sistemi bulmak, ve burada ilhamı Linux ve GPL gibi açık kaynaklı yazılımlardan aldık.

14:53

Ve fikir Creative Commons lisansı. Kaç kişi Creative Commons’ı duydu? Duymadıysanız, mutlaka öğrenmeniz lazım. creativecommons.org Connexions’daki bütün materyalin altında ve daha pek çok projede logolarını görebilirsiniz. O logoya basarsanız sizi, bu içerikle tam olarak neler yapabileceğinizi gösteren, zırvanın olmadığı insanlar tarafından anlaşılabilir bir belgeye götürür. Hatta, bunu paylaşmakta, bunların hepsini yapmakta, kopyalama, değiştirme hatta kar amaçlı kullanma serbestsiniz, asıl yazara referans verdiğiniz sürece. Çünkü akademik yayınlarda, hatta eğitimsel yayınların büyük kısmında, fikir bilginin paylaşımı ve bir etki yaratmaktır, insanlar bu sebepten yazar, ille para kazanmak için değil. Harry Potter’dan bahsetmiyoruz tabi. Biz uzun kuyruktayız. Bakmak isterseniz onun arkasında, dikkatle yazılmış yasal kurallar var, ve Creative Commons gittikçe yayılıyor. Dışarıda Creative Commons ile lisanslanmış 43 milyon şey var. Sadece metin değil, müzik, resimler, video, ve de müziği insanların örneklemesi, kopyalaması mixlemesi, yakması ve paylaşması için lisanslayan insanların sayısında büyük bir artış var.

16:14

Bir kaç noktayla bitirmek isterim. Bu ortak miras fikrini inşa ettik. İnsanlar bunu kullanıyor. Sadece bizim kendi sayfamız ayda 500.000 farklı ziyaretçi alıyor. MIT açık ders malzemeleri, bir başka açık içerik sitesi de benzer bir sayıda ziyaret alıyor, ama bunu nasıl koruruz? Gelecek için bunu nasıl koruruz, ve çoğu insanına düşündüğü ilk şey, kalite kontrolü. Çünkü bu ortak alana herkesin katkıda bulunabileceğini söylüyoruz. Herkes herhangi bir katkıda bulunabilir, bu bir sorun olabilir.

16:52

İnsanların, mesela iç çamaşırı konusunda, materyal geliştirmeye başlaması uzun sürmedi, ki aslında bayağı güzel bir modül. Tek sorun, büyük bir Fransız feminist yayınından çalıntı yapılmış, ve ilgili dersin sitesine gidildiği zaman, iç çamaşırı satan bir siteye yönlendiriyor. Yani, bu küçük bir sorun oluşturuyor, dolayısıyla bir tür kalite kontrolüne ihtiyacımız var, kişilerin kendilerinin ve başkalarının gözden geçirmesi burada işin içine giriyor. Tamam, TED’e geldiniz. TED’e niye geliyorsunuz? Çünkü Chris ve takımı, her şeyin çok çok iyi kalitede olduğunu garantiliyor, bizim de aynı şeyi yapabilmemiz lazım. Ve yapılar tasarlamamız lazım, yaptığımız herkesin kendi gözden geçirme sürecini tanılmayabileceği sosyal yazılımlar geliştirmek, bunlara lensler diyoruz, ve basitçe herkesin kendi gözden geçirme sürecini geliştirmelerine yarıyor, ki depoda önemli olduğun düşündükleri içeriğe yoğunlaşabilsinler. TED’i de potansiyel bir lens olarak düşünebilirsiniz.

17:58

Bunu bir hareket çağrısı olarak düşünebileceğinizi söyleyerek bitirmek isterim. Connexions ve açık içerik tamamen bilgiyi paylaşmakla alakalı. Buradaki hepiniz, inanılmaz miktarda bilgi ile inanılmaz şekilde donanımlısınız, ve yapmak istediğim, her birinizi bu ve bunun gibi projelere katkıda bulunmaya çağırmak, çünkü eğitim ve eğitsel yayınlar alanını gerçekten değiştirebileceğimize inanıyorum.

18:27

Çok teşekkürler.

0 Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Yeni ağ

Tim Berners-Lee 20 yıl önce, Tim Berners-Lee Dünya Çapında Ağ’ı (World Wide Web, kısaca WWW) icat etti. Bir…