Rozetin Arkasındaki Güven: Mikro Yeterliliklerde Kalite Güvencesi ve Ölçme Standartları

Özet

Mikro yeterliliklerin küresel ölçekte kabul görmesi, bu belgelerin ardındaki kalite güvence mekanizmalarının, veri güvenliğinin ve ölçme-değerlendirme standartlarının sağlamlığına bağlıdır. Bu inceleme yazısı, 13-14 Kasım 2025 tarihli TAIEX Çalıştayı verilerine dayanarak; “Bilgi-Beceri-Yetkinlik” hiyerarşisini, performansa dayalı yeni nesil ölçme yöntemlerini ve dijital ekosistemde “güven”in teknik ve pedagojik boyutlarını analiz etmektedir.

1. Giriş: Dijital Rozetlerin Enflasyonu ve Güven Sorunu

Dijital eğitim platformlarının (MOOC’ler) yükselişiyle birlikte çevrimiçi sertifikalarda büyük bir artış yaşanmıştır. Ancak işverenler için kritik soru şudur: “Adayın LinkedIn profilindeki bu dijital rozet, gerçekten o işi yapabildiğini kanıtlıyor mu, yoksa sadece bir videoyu izlediğini mi gösteriyor?”

TAIEX Çalıştayı’nda Avrupa Eğitim Vakfı (ETF) uzmanı Manuela Bonacci bu durumu “Güven Paradoksu” olarak tanımlamaktadır. Bonacci’ye göre: “Belirli bir süreçte güven olmazsa tüm mekanizma etkisiz kalır. Coursera gibi platformlarda binlerce sertifika var; ancak hangisinin kalite standartlarını karşıladığını bilmek için şeffaf bir kalite güvence (QA) sistemine ihtiyaç vardır.” (Bonacci, 2025)

2. Yetkinlik Hiyerarşisi: Bilmek mi, Yapabilmek mi?

Mikro yeterliliklerin geleneksel sertifikalardan farkı, odak noktasının “bilgi”den ziyade “yetkinliğe” kaymasıdır. Akademisyen ve ölçme-değerlendirme uzmanı Cem Babadoğan, çalıştayda sunduğu analizde mevcut yükseköğretim sisteminin %70 oranında bilgi odaklı olduğunu, ancak iş dünyasının “beceri ve yetkinlik” talep ettiğini vurgulamaktadır.

Babadoğan’ın formüle ettiği hiyerarşi şöyledir:

  • Bilgi (Knowledge): Teorik zemindir.

  • Beceri (Skill): Bilginin uygulamaya dökülmesidir.

  • Yetkinlik (Competence): Becerinin farklı ve karmaşık durumlarda, otonom şekilde uygulanabilmesidir.

Babadoğan’ın ifadesiyle: “Bilgi sağlam değilse beceriye dönüşmez; beceri oluşmadan da yetkinlik seviyesine çıkılmaz. Bizim ‘yeterlilik’ dediğimiz şey, bu üçünün başarılı birleşimidir.” (Babadoğan, 2025)

3. Ölçme Devrimi: Çoktan Seçmeli Sınavların Sonu

Mikro yeterliliklerin en zayıf halkası genellikle ölçme ve değerlendirme aşamasıdır. Geleneksel “vize–final” sınavları, bir kişinin hafızasını ölçebilir ancak bir makineyi tamir etme ya da kriz yönetme becerisini ölçmekte yetersizdir.

Yeni nesil ölçme araçları şunları içermelidir:

  • Performans Görevleri: Gerçek hayat senaryoları üzerinde uygulama.

  • Portfolyo Değerlendirme: Süreç içindeki gelişimi gösteren kanıt dosyaları.

  • Akran ve Öz Değerlendirme: Eleştirel bakış açısını geliştiren mekanizmalar.

4. Güven Ekosistemi: Verici, Öğrenen ve Tanıyan

Güvenilir bir mikro yeterlilik sistemi üç aktörün dengeli ilişkisine dayanır. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden Donald Staab, bu ilişkiyi bir “Ekosistem Üçgeni” olarak modellemektedir:

  • Verici (Issuer): Sertifikayı veren kurum. Kaliteyi garanti etmelidir.

  • Öğrenen–Çalışan (Learner–Earner): Beceriyi kazanan birey.

  • Tanıyan (Recognizer): Belgeye itibar eden işveren ya da kurum.

Staab’a göre her kurum bir “Kalite Taslağı” (Quality Blueprint) hazırlamalı ve her mikro sertifika uluslararası çerçevelerle hizalanmalıdır (SDG hedefleri, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi vb.) (Staab, 2025).

5. Dijital Altyapı ve Veri Güvenliği

“Güven” kavramının bir diğer boyutu tekniktir. Çalıştayda Gamze Çelik’in vurguladığı üzere; mikro yeterliliklerin dijital ortamda saklanması, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kritik sorumluluklar doğurmaktadır.

  • Veri Bütünlüğü: Sertifikaların dijital ortamda değiştirilemez olması gerekir.

  • Merkezi Doğrulama: QQI temsilcisi Órla Barry’nin aktardığı gibi İrlanda’da 12.000 yeterliliğin tek bir veritabanında tutulması, sahte belge riskini ortadan kaldırmaktadır (Barry, 2025).

Çelik’e göre: “Verilerin uzun süre saklanması gerektiği için veri koruma kanunlarına uyum büyük önem taşır. Öğrenenler, verilerinin hangi koşullarda toplandığını ve paylaşıldığını bilmelidir.” (Çelik, 2025)

6. Kalite Güvencesinde İki Yol: Kurum mu, İçerik mi?

Manuela Bonacci, kalite güvencesi için iki yaklaşım sunmaktadır:

  1. Sağlayıcı Akreditasyonu: Kurumun genel güvenilirliğinin onaylanması.

  2. İçerik Akreditasyonu: Belirli bir eğitim programının bağımsız olarak akredite edilmesi.

Hızla değişen alanlarda içerik odaklı akreditasyon ve dış paydaş denetimi daha işlevsel görülmektedir.

7. Sonuç

Mikro yeterlilikler, eğitimin demokratikleşmesi için büyük bir fırsattır; ancak bu fırsatın “sertifika kirliliğine” dönüşmemesi için sağlam bir kalite duvarına ihtiyacı vardır. TAIEX çalıştayı çıktıları göstermektedir ki; geçerli bir mikro yeterlilik, “ne bildiğinizi” değil, “ne yapabildiğinizi” kanıtlayan, şeffaf kriterlerle ölçülmüş, verisi güvenle saklanan ve iş piyasası tarafından doğrulanmış bir belgedir.

Kaynakça

Babadoğan, C. (2025, Kasım). Eğitimde ölçme, değerlendirme ve yetkinlik temelli yaklaşım. TAIEX Çalıştayı, Ankara.

Barry, Ó. (2025, Kasım). Bütünleşik ulusal sistem ve kalite güvencesi: İrlanda modeli. TAIEX Çalıştayı, Ankara.

Bonacci, M. (2025, Kasım). Mikro-sertifikalar: Tanımlar, bileşenler ve kalite güvencesi. TAIEX Çalıştayı, Ankara.

Çelik, G. (2025, Kasım). Mikro yeterliliklerin uygulanması ve veri güvenliği. TAIEX Çalıştayı, Ankara.

Staab, D. (2025, Kasım). Mikro yeterlilik ekosistemi ve güven mekanizmaları. TAIEX Çalıştayı, Ankara.

MİKRO YETERLİLİKLER SERİSİ

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.